17 Ocak 2016 Pazar

kısa #13 : Sınır

Arca uyudu. Muhterem kocam yeni oyuncağı Apple TV ile ilgileniyor bana bizim kuşağın çok iyi hatırlayacağı "karışık kaset"imsi müthiş bir şarkı arşivi hazırlıyor. Nefis şarkılar, hemen hepsi üniversite yıllarımızda dinlediklerimizden ve sanırım o yıllardan beridir benim müzikle hiçbir ilgim olmamış. Son on senedir ne dinliyorsun desen, bakar kalırım. Tamam var birkaç sanatçı ama anılarıma katkıları olmadığından olsa gerek, gönül bağım yok. Bak şimdi U2'dan One çalıyor hey yavrum hey. Laf aramızda muhteremle ikimizin şarkısı olur. Neden? Bilmiyorum, bu olsun bari dediydik galiba.

Benim halimse işte tam da bu!

Arca ayaklarına yapılan masaj neticesinde uyuyakalmış, masaya muhteremin dün arkadaşının Güzelbahçe'deki bahçesinden getirdiği tazecik çiçekleri koymuşum, yanına kahvem, dışarıda dünden beri dinmeyen yağmurun sesi... Abidin mutluluğun resmini çekebilseydi, bundan farklı bir kare yakalayamazdı, kanımca.

Az önce "gel benim yanımda yaz" diyen muhteremi mutfaktan tüm sevimliliğimi kullanarak uzaklaştırdım, hayır yazar kaprisi değil, onun yanında konsantre olamıyorum, ne yapabilirim?

Yazacak çok şey var. Mesela Anne, baba ve çocuk arasında isimli kitaptan bahsetmek istiyorum. Son dönem okuduklarımdan. Keyif Evi ve özellikle de M treni.

M Treni kitabını geçen hafta işten bir arkadaşıma önermiştim hatta bir pasajının fotoğrafını çekip gönderdim. Bayi toplantısı için İzmir'e gelmişti ve İzmir'de bayi toplantısı yapılınca bir kısmına iştirak etmek icap etmişti. Sinem'le sohbet etme şansım oldu, bu iyi bir şey. Ama bu defa sohbetin bir kısmı oldukça can sıkıcıydı. Özellikle erkek egemen bir sektörde çalışmaya çalışan kadınların hakkında konuşulanları öğrenmek. Evet ben gerçekten bazen - bazen mi? çoğu zaman! - çok saf salak bir tip oluyorum. Farkında bile değildim. Şok oldum, rahatsız oldum ve bir süre etkisinden kurtulamadım. Ama sonra ne oldu biliyor musun? Can dostum arkadaşım Elvan'ın dediği bir şey aklıma geldi.

Bizim dışımızdaydı bu. Bizim hakkımızda insanların ne düşündüğü bile bizim dışımızda. Sınırımız var ve o sınırın bu kısmına geçme hakkı olmayan her insan, her düşünce, her eylem bizim dışımızda. İnsan sınırının dışında olanları engelleyemeyeceği gibi bunlara sinirlenemez değil mi? Yani... en azından sinirlenmesinin anlamı olmaz.

Neyse... Öyle işte...

Hiç yorum yok: