21 Ocak 2016 Perşembe

M Treni Patti Smith

"Lütfen sonsuza dek kalın. Gitmeyin. Büyümeyin”

Arca'nın bu ara iyice büyüyen ve koca bir adamınki gibi kokan ayaklarından nefret ediyorum. Bebekken yaptığımız gibi burnuma sokuyor ve kıkır kıkır gülmemizi bekliyor. Ama ben sinir oluyorum. Halbuki onlar benim çocuğumun en sevdiğim yeriydi.Lanet olsun büyüyor.

İlkerin yüzündeki çizgilere ve ağaran saçlarına bakıyorum bir taraftan hoşuma gidiyor "hep olgun bir erkekle birlikte olmak istemiştim" diye takılıyorum muhtereme, bir taraftan aynada artık pek az seyrettiğim şahsımın yansıması olduğunu biliyorum, aynı yaştayız ne de olsa.

Kocasını kaybeden, çocukları büyüyen Patti Smith'i o kadar iyi anlıyorum ki adeta içselleştiriyorum. İçtiği her yudum kahveyi içiyor, yediği her lokma zeytinyağlı kızarmış esmer ekmeği yiyorum. Hüzün bu kadar iyi, bu kadar yalın, bu kadar içten anlatılır mı be kadın?!

Anlatılıyormuş!

"Lütfen sonsuza dek kalın. Gitmeyin. Büyümeyin”

 

7 yorum:

mm dedi ki...

Ah mümkün olsa keşke.
Kitaba meraklandım.:)

Zihnin Arka Sokakları dedi ki...

Halen gidip alamadım kitabı. Oysa Çoluk Çocuk'u ilk gün alıp okumaya başlamıştım. Patti yazdıysa mutlaka güzeldir.

oytunla hayat dedi ki...

Bu yorumdan sonra o kadar meraklandım ki kitap için....

Adsız dedi ki...

Yelizcim, kanunen ayrılmış olsak da ruhen ayrılamadığım eşim bizi bırakıp gittikten sonra sadece 1 defa gördüm...2 yılın sonunda o kadar değişmişti ki içim acıdı...Sonra o evlendi ve iyice kayıplara karıştı. Bu sefer 1.5 sene aradan sonra çalıştığı işyerinin internet sitesinde yenilenen resmini gördüm. Gene içim acıdı....Hem beraber olmadığımıza, hem beraber yaşlanamadığımıza, hem bensiz o kadar yaşlanmış olmasına çok ama çok üzüldüm...Boşver, beraber olun da gerisi hiç önemli değil.
Vuslat

sessiz balik dedi ki...

çocuk ve ayak konusunda aynıyız , arkadaşım benden önce doğum yapmıştı çocuk büyüdü mü ayaklarını hala sevebiliyormusunuz diye sormuştum bir keresinde o da sevemiyoruz artık yenisini yapıcaz demişti :) yaptı da nitekim. bazen insanların o küçük çocukta tattığı sevgiyi aradığından yeniden hamile kalabileceklerini düşünmüyor değilim .

Leylak Dalı dedi ki...

Bende de tam tersi bir durum var Yelizcim, kocama baktıkça hala üniversitedeki genç adamı görüyorum, keza aynaya baktıkça kendimi de öyle :) Kocama amca diyenlere kızıyorum. Belki bunun için benim yaşıma biraz daha yanaşmak lazım, bir yerden sonra yaşlanılmıyor galiba. Arca'nın kokan ayaklarını hor görme, ileride onlara arkadaşlarının antrede çıkarılmış bir sürü spor ayakkabısı eşlik edecek, kokuyu o zaman gör sen :)

Adsız dedi ki...

Ben bu kitap tanitimi kapsaminda Patti'cigimin imza gunune gittim gecenlerde ve kitabi kaptim ama henuz okuyamadim. Yalniz su var - hayatimda boyle muzip, boyle icten, boyle cocuksu bir gulumseme ben kimsede gormedim (belki bir de Genco Erkal - ne alaka deme, nedense gecen yaz tiyatroda onu Nazim'in siirlerini okurken dinledigimde yuzundeki muzip cocuksu gulumseme bende ayni duygulari uyandirmisti. Neyse velhasil diyecegim, hayatin/felegin cemberinden gecmeden boylesine bir safi "yasama/mutluluk" mertebesine ulasmak galiba zor. O yogun huzunun ters yuzunu o kadinin gozlerinde yasama sevinci olarak gordum ya ben gam yemem. Hayat beni ne zaman dagitirsa bunu animsatiyorum kendime son donemlerde - o huznun, acinin, sikintinin icinde kaybolmadigin ve yuzlesmekten korkadigin surece bir adim ondesin, az daha guclusun, az daha hayatin anlamini kavramis vaziyettesin. Diger turlusu steril yavan hayatlar, istemeyiz :-) * peter pan'i anlatiyor mu kitapta? konusurken birkac kere kahramaninin o oldugunu soyledi. "gitmeyin, buyumeyin" onu animsatti. Operim. Burcu :-)